SÖZLEŞME HUKUKU

Sözleşme, tarafların belli bir hukuki sonuç doğurmaya yönelik karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarından oluşan hukuki bir işlemdir.  Sözleşmeye taraf olan kişiler alacaklı ve borçlu olarak adlandırılır. Bir sözleşmede kural olarak en az bir alacaklı ve en az bir borçlu bulunur. Ancak birden çok kişi de alacaklı ve borçlu sıfatıyla bir sözleşmede yer alabilir.

T.C. Anayasası 48.maddede “herkesin çalışma ve sözleşme hürriyeti” olduğundan bahsetmektedir. Bu da kişilerin anayasal düzende korunan sözleşme haklarını göstermektedir. İş hukuku bahsinde anlattığımız çalışma hakkı ile ilgili anayasal durumlar burada da geçerlidir. Çünkü bireyler çalışmak için belirli sözleşmeler kurmak zorundadır, çalışma ve sözleşme hürriyetinin birlikte anılmasının sebebi budur. Aynı doğrultuda toplu iş sözleşmesi hakkı da anayasaca tanınmış bir haktır. Anayasa madde 38/7’de ise; “hiç kimse sözleşmeyi yerine getirmediği için özgürlüğünden alıkonulamaz” demektedir. Bu da her ne kadar sözleşmeye riayet edilmesi ve gerekliliklerinin yapılmasının vurgulanmasına rağmen sözleşmeye aykırılığın asla özgürlüğe karşı bir yaptırımı olamayacağını göstermektedir.

Sözleşmenin kurulabilmesi için tarafların karşılıklı iradelerinin uyuşması gerekir. Sözleşmeler hukukunda en temel ilke sözleşme özgürlüğü ilkesidir. Taraflar kendi iradeleriyle aralarındaki hukuki ilişkiyi diledikleri gibi düzenleme serbestisine sahiptir. Sözleşme özgürlüğü ilkesi kanunun konu seçme kıstası yönünden sınırlandırılmıştır. Borçlar Kanunu uyarınca taraflar toplumun ahlak düzeyine, kişi haklarına, emredici hukuk kurallarına aykırı konular içeren sözleşmeler akdedemezler.

Hukukumuzda aslında sözleşme hukuku diye bir alan yoktur ancak hemen hemen tüm hukuk dallarında sözleşmeye dair hükümler ve bu hükümlerin sonuçları ve yaptırımlarına dair ilgili kanunlarda hükümler bulunmaktadır. Borçlar Kanunu uyarınca taraflar kanunla düzenlenmiş herhangi bir sözleşme tipine uymak zorunda değildir. Taraflar isterlerse kanunla öngörülmeyen bir sözleşme tipi yaratabilir veya kanunla öngörülen sözleşme tipine yeni unsurlar ekleyerek farklı bir sözleşme oluşturabilirler.

Sözleşme özgürlüğü ilkesi sözleşme yapıp yapmama özgürlüğünü kapsar. Kişiler diledikleri sözleşmeyi yapmakta serbest oldukları gibi, hiç kimse istemediği bir sözleşmeyi yapmaya zorlanamaz. Aynı şekilde kişilerin karşı tarafı seçme özgürlüğü de vardır. Ancak kamu hizmeti niteliğindeki hizmetlerle ilgili hizmetlerden yararlanmak isteyen kişiler zorunlu olarak belli kurumlara sözleşme akdederler. Taraflar kural olarak akdettiği sözleşmeyi şekil serbestisi çerçevesinde akdeder. Ancak bizzat kanun tarafından getirilen şekil şartları vardır. Bu şartlar çoğu zaman bir geçerlilik şartı olarak düzenlenir.

Sözleşmelere uygulanacak genel ilkeler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunda belirtilmiştir. Şöyle ki; Borçlar Kanunu’nda “sözleşme” kelimesi 721 kez zikredilmiştir. Bunun yanında birçok sözleşme türünün kendilerine has ilkeleri düzenleyen mevzuat bulunmaktadır. Söz konusu mevzuatlarda bahsi geçen sözleşmelere uygulanacak özel hükümlerin sınırları çizilmiştir.

Türkiye’de Sözleşme Hukuku alanında Ariyet Sözleşmesi, Arsa Payı Karşılığı Kat Yapımı Sözleşmesi, Bağışlama Sözleşmesi, Devre Mülk Sözleşmesi, Kira Sözleşmesi, Evlilik Sözleşmesi, Satım Sözleşmesi, Factoring Sözleşmesi, Kefalet Sözleşmesi, Hisse Devir Sözleşmesi, Şirket Sözleşmesi, Due-Diligence sözleşmeleri en sık kullanılan sözleşme tipleri olup büromuz bu alanlarda en kaliteli avukatlık hizmetlerini vermeyi hedeflemektedir.